Kılıçdaroğlu: Kalemini satmayan gazetecilere sözüm var

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının satırbaşları şöyle:

KİM BİZDEN ÖNDE?

Bugün Miraç Kandili..
Hepinizin Miraç Kandili kutlu olsun.
Bugün yine dünya Basın Özgürlüğü Günü.
Sınıfta kalan bir ülke olduğumuz için üzgünüm.
Kimler bizden önde?
Afganistan. Çad, Uganda, Kenya..
Bu ayıbı Türkiye'den CHP kurtarabiliriz.

KALEMİNİ SATMAYAN GAZETECİLERE SÖZÜM VAR

Vatandaşlarımız burada. Hepsini yürekten kutluyorum.
Biz ülkemizi seviyoruz. Ayrım yapmıyoruz.
İnsana sadece insan olarak bakıyoruz.
Vatandaşımızın derdini kim dile getirecek?
TV kanalları kapatılıyor, gazetciler tutuklanıyor.
33 gazeteci cezaevinde.
Kalemini satmayan gazeteciler başımızın üstünde.
Onları hep savunacağız.
Kalemini satanalara gazeteci olarak bakmıyoruz.
İşsiz gazeteci sayısı 7 bine ulaştı.
Ama benim bütün gazeteci arkadaşlara sözmü var.
CHP iktidarında özgürce yazacaksınız.
Sadece kaleminizi satmayın.

İşsiz gazeteci sayısı 7 bine ulaştı.
1 Mayıs Emek Bayramı'nı kutladık.
Biz hep şunu söyledik.
Emek en yüce değerdir.
Emekle üretirsiniz.
Emeğinizle saygınlık kazanırsınız.
Emek düşünmek demektir.
Emek insana saygı demektir.
Peki emeğe haklı olan karşılığını veriliyor mu?
Milyonlarca insanımız işsiz..
Ama bu insanlara değer verilmiyor.
Peki işsizlik nedir?
Bütün kötülüklerin anasıdır.
Askere gitti geldi babasının eline mi bakacak?
Ne olacak?

TURİZM AÇILMAZSA...

2011 krizin yoğun olduğu dönem işsizlik oranı 8,4.
2016.. İşsizlik oranı yüzde 18.
Açıklanan yüzde 11 ama...
Umudunu kesenleri dahil ettiğnizde 6 milyon işsizimiz var.
4 üniversiteliden biri işsiz.
Ama sanmayın ki bütün çocukları işsiz.
Ankara'daki beylerin çocuklarını bir eli yağda diğeri balda.
Turizm sektörü tam açılmadı.
Turizm açılmazsa 500 bin işsizimiz daha var.
Ne olacak bu çocuklar.
Bu çocuklara kim işsiz bulacak.
Ülkeyi yönetiyorlar
E bu işsizlik ne?

Bombalar yüzünden turist gelmiyor diyorlar.
Yakalasana...
Bunlar terör örgütüne yardım yataklık ediyorlar.
Hesabını soracağız.

Neden Türkiye'ye turist gelmiyor.
Patlayan bomba yüzünden diyorlar.
Paris'te patladı.
Türkiye'nin imajı bozuldu diyorlar.
Ülkeyi bunlar bu hale getirdiler.

İşsizliği siyasi olarak istismar ettiler.

İŞSİZLİK VARSA BARIŞ DA YOK

İşsizliğin olduğu bir ülkede toplumsal barışı sağlayamazsınız.
şsizliğin olduğu bir ülkede huzuru bulamazsınız. Dayanışma gücünü hayata geçiremezsiniz. İşsizlik varsa herkesin kafası başka yerdedir.

17 milyon yoksulumuz var. 3 milyon 750 bin hanede oturuyorlar. Günlük gelirleri 4 liranın altında. Çocukları yatağa aç giriyorlar. Anmara'daki çocukların beyleri yatağa aç giriyor. Ben sizi düşünüyorum sizi.

Doğu ve güneydoğuda bütün fabrikaları kapattılar. Birilerine peşkeş çektiler.

BEN FABRİKA O HAPİSANE DİYOR

Dönemin başbakanı Diyarbakır'daki mitinginde fabrikıa yapmayacağız diyor.
Ama modern bir hapishane yapacağım diyor.
Ben Diyarbakırlılara sitem etmeyeyim de kim etsin?
Ben fabrika o hapishane diyor.
Bu iktidar terör örgütlerine yardım ve yataklık yapıyor. Bu nedenle diyorum.

Biz ne yapacağız. Doğu güneydoğu... Özel sektöre güzel teşvikler getireceğiz. Yeter ki o çocuklarımız dağa değil fabrikaya gidip çalışsınlar.

İşsizlik varsa ahlak da bir yerden kaçar gider. Ahlak erezyona uğramışsa toplumun tamamı bu sistemin içine hapsedilmiş olur.

'33 MİLYAR LİRANIN HESABINI SORACAĞIM'

Bugünlerde TBMM'yi büyük bir ahlaksızlığa ortak etmek istiyorlar. Hehimizin evinde elektrik var. Faturalarda kayıp ve kaçak bedeli yazılıydı. Faturayı kime kesiyorlar, faturayı düzgün ödeyene. Kaçıranı bul, bir daha kaçırmasın. Önemli değil diyorlar. Faturayı kime keseceğiz, gariban vatandaşa.

Kayıp kaçak bedeli geldiği zaman tüketici dernekleri mahkemeye gitti. Ben niye bunu ödeyeceğim diye. Mahkeme vatandaşı haklı buldu. Kim kaçırıyorsa onu bulun alın. Yargıtay da vatandaşı haklı buldu. Kaç lira sizden haksız yere alınan para 33 milyar lira. Yargıtay kararı çıktı. Bu paranın geri ödenmesi kararı çıktı. Meclise kanun getiriyorlar. 'O parayı almayalım. Yine hırsızlara iade edelim o parayı' diyorlar. Hesabını sonuna kadar soracağım.

 Şehit haberlerinden hepimiz ortak acı duyuyoruz. Keşke bu ülkede barış olsa, anneler ellerine kına yakıp gönderse. Çocuğu askere gönderen anne eğer çocuğu güneydoğudaysa kalbi sürekli pıtpıt ediyor. şunu sakın unutmayın sakın anneler. 2002 kasımında Ecevitten hükümeti devraldıklarında Türkiye'de terör yoktu. Aradan 14 yıl geçti. Doğu ve güneydoğuda şehirlerimiz silah deposuna dönüştü. Her gün şehit var. Kilis yaşanamaz hale geldi. Suriye'den bombalar geliyor. Peki soru şu. Türkiye'yi bu hale kim getirdi? Türkiye'yi bu hale, ülkeyi 14 yıldır yönetenler getirdi.

Emevi Camii'ne gidip namaz kılacaklardı. Şimdi kaçacak delik arıyorlar.

Beceriksizliklerinizi itiraf edin artık millet de öğrensin. Terör örgütü yuvalanırken valilere talimat verdiler sakın bunlara dokunmayın diye.

200 ton bomba şehirlere yerleştirilirken siz neredeydiniz? Bu hükümetin adı neydi?

NAMUSLU BİR SAVCI ARIYORUM

Şehrin ortasında kamyonlarla Kalaşnikof dağıtıyorlar. Polis, jandarma 'Müdahale edeceğim' diyor, Vali diyor ki Ankara'dan haber geldi müdahale etmeyin.

Namuslu bir savcı arıyorum, şehitlerin hesabını soracak bir savcı arıyorum.

GÖNDERDİKLERİ SİLAHLAR KİLİS'İ VURUYOR

Gaziantep'e bakın, terörün olmadığı yerdi. Bütün ortadoğuyu besliyordu. Şimdi Gaziantep'in ortasında bomba patlatıyorlar. O güzelim kenti terör batağının ortasına sürüklediler. Kim yapıyor?

Bu işler akılla çözülür. Allah bize niye akıl vermiş?

TIR'larla Suriye'ye silah göndermişler. Açıkça savaş suçu işlemişler. El Kaide'ye, IŞİD'e, El Nusra'ya gönderdiler. Şimdi Kilis'e atılan silahlar bunlar.

ABİSİ İZİN VERMİYOR

Meclis'te bir kavga koptu gidiyor.

Meclise diyoruz ki bütün dokunulmazlık dosyalarını götürüyoruz. Ama Davutoğlu'nunki kalacak. Davutoğlu ne diyor? 'Korkuyorum benim dokunulmazlığım devam etsin' diyor. 'Ben de dokunulmazlığımın kaldırılmasını istiyorum' de. Niçin diyemiyor? Çünkü abisi izin vermiyor.

PEKİ ESKİ BAKANLAR!

Bakanların dokunulmazlığı da devam edecek. Onlar da malı götürüyor.

Peki eski bakanlar? Mesela Egemen Bağış. Allah'ın kitabıyla dalga geçen onların yanında saf tutmuş durumda. Muammer Güler, Zafer Çağlayan...

Bunların dokunulmazlığı da aynen devam ediyor. Hırsız hırsızı korur.

Davutoğlu'na sesleniyorum. Namuslu bir adamsan 'Ben hırsızın peşini bırakmam' diyorsan gel bunların dokunulmazlığını kaldıralım.

Bunların bir abileri var ya. Hani Şeriat gelsin diyordu. Valla şeriat gelmediği için bunlar çok memnunlar. Şeriat olsa kolu kesik bir AKP ordusuyla karşılaşırdık.

GAZİLERE SAHİP ÇIKACAĞIZ

Bugün bir önemli konumuz var. Şehit aileleri ve gaziler. Onlar da hak istiyorlar. Onlar bir toplumun onurunu temsil ederler. Şehit yakınlarına ve gazelere sonuna karar sahip çıkacağız.

GAZİLERE MÜJDEYİ VERDİ

Hayatını bu güzel ülke için feda eden şehitlerimiz var, gazilerimiz var. Onlar da hak istiyorlar. Bugüne kadar onların istediği hakların hiçbiri verilmedi. Bütün liderlere sesleniyorum. Biz şehit ailelerini, gazileri korumak istiyoruz. Gaziler hak isteyince 'sektör oldular' diyorlar. Ne sektöründen bahsediyorsun sen? Şehit yakınları ve gazilere sonuna kadar sahip çıkacağız. Gazi ve şehit yakınları için tüm sağlık giderleri devlet tarafından karşılansın. Size CHP iktidarında ev de vereceğiz. Gazilerimizin, şehitlerimizin tamamına sınavsız iş vereceğiz. Gazilerimizin tamamına özel plaka verelim. Şehit eşine, milletvekili emeklisi maaşı vermeliyiz. Şehitlerimize ve gazilerimize ayrıcalıklı davranacağız.

İngiltere'de bir mağazaya bir gazi girdiğinde anons ediyorlar, falanca gazi mağazamızı onurlandırmıştır diye. Biz gazilerimizi açlığa mahkum ediyoruz.

DAVUTOĞLU'NA AÇIK ÇAĞRI

Davutoğlu'na açık ve net bir çağrı yapıyorum. Şehit ailelerinin yoksulluktan koparılmasını istiyorsanız. Gel beraber bu kanunu birlikte Meclis'ten geçirelim ve bu olayı kökten bitirmiş olalım.