Bir engelli bayramı yaratılmaya çalışılıyor. Böyle bir şey yok. Bizim için normal olan bir şey onlar için çileye dönüşebiliyor.
Biz onların mücadelelerinde yanındayız.
DİYARBAKIR'DAKİ SALDIRIYI KINIYORUM
Diyarbakır'daki patlamada hayatını kaybeden 15 kişinin DNA tespiti yapıldı. Son yolculuğuna uğurlandı. 10 kişi bir aileden 5 kişi de bir ailede can vermiş. Böylesi bir olayın meşru gerekçesi olamaz. En net ifadeyle kınadığımızı ifade etmek istiyorum. Böylesi durumda sorumluların çıkıp özür dilemesi gerekiyor. Biz şehirlerimizde savaş istemiyoruz. Her bir can bizim için kıymetlidir. Bir kez daha bu olayla ilgili üzüntülerimizi belirtiyoruz. Bir daha böylesi olayların yaşanmaması için herkesi barış arayışına sahip çıkmaya davet ediyorum.
DOLMABAHÇE'DEKİ MASAYI NEDEN DEVİRDİ?
Dolmabahçe mutabakatı ve İmralı görüşmeleri çok tartışılmadı. 7 Haziran sonrası tek kanallı bir Türkiye'ye dönüştürüldü. İmralı ya da Dolmabahçe'de ne isteniyordu da Erdoğan bunu karşılamak istemedi ve masa devrildi. Bunu ona sormaya bir gazeteci cesaret etti mi?
Dolmabahçe'de istenen ülkenin iç savaşa sürüklenmesi değildi. Çoğul bir anayasa çerçevesinde PKK'nın silahları bırakmasıydı. Sırf bu yapılmasın diye masa devrildiyse bugün savaş ilan edilip her gün asker PKK'lısı ile onlarca insan hayatını kaybediyorsa doğru soruyu soran olmadığındadır. Ne istendi de masayı devirdiler, bunu açıklayamadılar. İstedikleri tek şey tek adama biat anlayışıydı. Buna ulaşamayacaklarını anladıkları zaman masayı devirdiler. Hiç öyle kasmaya gerek yok. Dolmabahçe mutabakatı tarafların buna uyacağına ilanıydı. Evet silah bırakmaya hazırız dediler mutabakatı kabul ettiler. 10 maddenin sonunda da PKK'nın silahı bırakacağına dair tahaahüdü var.
TABUTLARIN ÜZERİNDEN DİKTA REJİMİ...
Her gün bu kadar şehit edebiyatı yapıp gencecik evlatların tabutları üzerinden kendi dikta rejimlerini inşaa ederken bu soruyu sormayacak mı? Biz darbeyi durdurmak için sorduk. Dokunulmazlıklarımızın kaldırılmasının temel nedeni buydu. 7 Haziran'da 1 Kasım'da darbe sürecini durduran bizdik. Erdoğan yeni bir saltanat rejimi kurmaya çalışırken biz dik durduk ve biz buradayız dedik. Ortak iradeyle devlet yönetilecekse hazırız dedik. HDP'lilerin o gün bugündür hedef tahtasına konulmasının nedeni budur.
Dokunulmazlıklarımızın kaldırılmasını isteyen adam bir fikir adam değil, ideolojik olarak bir davası olan adam da değil. Bir devrimci değil, reform yapmaya çalışan bir öncü de değil. Uzmanlık alanı rant yaratıp rant dağıtmaktır. Bir kasaba politikacısıdır. Bu adam Türkiye'nin gelecek 100 yılını belirlemek istiyor. Bilime, islama dair, sanata dair bugüne kadar tek bir kendisine ait fikir ortaya sürememiştir. Orijinal tek bir cümlesi yoktur. AKP kurulduğunda ortak bir akıl tarafından yönetiliyordu. Ve bu onları dinliyordu.
O GÜN GELDİĞİNDE ONLARIN BURNUNDAN FİTİL FİTİL GETİRİN
Bir Erdoğan rejiminden söz etmek yersizdir. Olsa olsa bir Erdoğan döneminden söz edebiliriz. Erdoğan dönemi Erdoğan'ın siyasi hayatının bittiği dönemde bitecektir. Geride sadece yarattığı tahribatlat kalacaktır. Böylesi bir zatın siyasi hayatının bitmesine yönelik en ufak bir ifade sonrası etrafındaki asalak böceklerin hepsi çekilecek. Şöyle bir ayağı tökezlesin diyecekler ki Erdoğan gelmiş geçmiş en despot liderdi.Bu yalaka tayfasından daha fazla Erdoğan'a tepki gösterecek. Sizden ricam o gün geldiğinde bunlar asla affetmeyin. Ve inanın o gün uzak değil. O gün geldiğinde kul hakkı yemiş, bugün milyonlarca insanı mağdur etmiş bu çeteleri asla unutmayın. Bütün bu hakların hesabı adil bir şekilde sorulana kadar bunların burnundan fitil fitil getirelim. Bugün dokunulmazlıkları tartışanlar yarın görün ne hale gelecekler. Parlamentoda da meydanda da zindanda da böyle dururuz. Bizim duruşumuzda bir değişiklik olmaz.
CÜBBESİZ AHMET HOCA'YA BİLE TAHAMMÜL EDEMEDİ
En yakın arkadaşlarının omuzlarına basa basa sarayın merdivenlerini çıktı. Böyle giderse tek kalacak. Çünkü ondan daha akılsızı yok. Öyle ki devrik Cübbesiz Ahmet Hoca'ya bile tahammül edemedi. Ondan daha fazla biat eden oldu mu? Bak yaranabilmek için neler yaptı. Oysa ne kadar sevinmişti. İlkokulda en son müsamerede Başbakan olmuştu. Ne bilsin ki ilk ve son Başbakanlığıymış. Onu bile hain ilan ettiler. Size bize neler yaptıklarını düşünün. AKP'de ter döken herkesi hain ilan ettiler. Ülkeye çoğulcu demokrasiyi getirebilir mi?
Onlar gibi koltuğumuz uğruna arkadaşlarımız yoldaşlarımızı satacak kadar alçalmış insanlar hiç değiliz. Bugün bütün dünyaya dokunulmazlıklarla ilgili yaklaşımız nedir anlatacağız. Biz dokunulmazlık kaldırılması bu haliyle darbeye ve dikta rejimine yol açmaktır. İlkesel bir teklifimiz var. Sadece kürsü dokunulmazlığı kalsın dedik kabul etmediler. Şu andaki anayasaya aykırı teklifi Meclis'e sunacaklar. Çok sayıdaki vekilin parlamentoyu by pass etme operasyonuna çok sayıda vekilin hayır oyu vereceğine eminiz.
Mevzu sadece biz olsak getirirsiniz bütün bunları tartışırız, bunları yargılanmaktan korkmuyoruz.
Şu andaki darbe sürecine evet diyen milletvekili tarihi vebal altına girmiş olacak. Torunlarının yüzüne bakmayacak. Bunu bir dikta rejimi oluşturacaklarına inanmıyoruz. Başıkanlığa giden yol zaten kapalıdır. Böyle bir suça evet demekle kendi siyasi tarihlerini kirletmiş olacaklar. Bugün aldıkları oyları kötüye kullanıyorlar. Halk onlara tek başımıza iktidara gelirsek barış gelecek dediler öyle oy aldılar. Bugün ve Cuma günü bu milletvkeillerinin sayısının az olmasını göreceğiz. Umut biziz, inanın ki biziz. bütün bu barbarlığa karşı en sağlam duruşu sergileyenler sizlersiniz. Yapmak istedikleri de tam da budur.
102 BELEDİYESİ OLAN BİR PARTİNİN GENEL BAŞKANINI TUTUKLADILAR
Dokunulmazlık tartışmaları üzerinden bir psikolojik hareket yürütmek istiyorlar. Muhalefete korku baskıya cesaret vermek istiyorlar. Bu tutuklamaların tek nedeni budur. 102 belediyesi olan bir partinin Genel Başkanı'nı tutukladılar. suçu neymiş yaptığı basın açıklamaları. Savcı ve Hakim kıvranmaktan konuşamaz hale gelmişlerdir. Tutuklama adına hiç bir gerekçe göremiyorlar. 5 bin arkadaşımız gözaltına alındı. 1000 vatandaşımız tutuklandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.